14 Şubat 2015 Cumartesi

Özge"CAN"

Öfkeliyim, hem de çok !!! Adaletsizlikler, haksızlıklar, insanlığı unutuşlar, yalanlar dolanlar, eşitsizlik dolu davranışlar .... bunca berbat unsur varken hayatta, üstüne bir de suçsuz , günahsız gencecik yüreklerin canice katledilmesine artık dayanamaz haldeyim. Damla damla birikip duydukları ile nefret, hiddet dolan , her damlada çözüm bulamadıkça duvarlarına çarpan ruhum ne yapacağını şaşırmış halde. 
Küfürler yağdıralım, lanetler edelim, kınayalım, yürüyüşler yapıp protesto edelim.
 Peki ya sonra? Unutup gidelim değil mi?  
Problemin gerçek nedenlerini göremiyoruz, asıl kaynağına asit döküp çürütemiyoruz o asalak yaratığı. Öylesine körleştiriliyor ki gözler ; elindeki telefondan kaldırıp da kafasını bakamıyor dünyaya, çevirip de başını evlilik, magazin programlarından, dizilerden; acı gerçekler ile ilgilenemiyor. Daha küçük yaşta duyarsızlaştırılıyor beyinler insanlığa dair özelliklere karşı, yerine tam tersi ne kadar özellik varsa dikkatle işleniyor çocuklara çizgi filmler ile sanal alemdeki oyunlar ile. 
Hadi yavrum kitap okuyalım, resimler boyayalım, çevremize bakalım dünyayı keşfedelim denilmiyor da, kız çocuğuna olması gereken ideal görünümde bol makyajlı sadece pembe giyen oyuncak bebekler dayatılırken, erkek çocuğunun eline silahın her türlüsünün oyuncak versiyonu veriliyor. Arkadaşlığı, paylaşmayı, komşu olmayı, insanlığı öğreten "Susam Sokağı", "Adam Olacak Çocuk" programları, ders veren geleneksel hikayeler , masallar  yerine canavarlar ile savaşan, sağı solu kırıp döken, annesine babasına "sen de ne çok konuşuyorsun" gibi ilk bakışta masum gibi görünen cümleleri kullanan karakterlerin olduğu çizgi filmler izletiliyor.
Bir cenaze olunca 40 gün evinde televizyon dahi açmayan, cenaze evine her gün yemek yapıp götüren birbirine bağlı mahallelilerden, "Ayyy aşkım bugün 14 Şubat, bir cana kıyıldı, tecavüz edildi,  amaaan bize ne , hadi oleey aşkımız mutlu olsun" diyen , sinirleri alınmış tamamen ruhsuz, duyarsız bir topluma dönüşmüşüz, yani ; ölmüşüz be ölmüş !!!
Nasıl bu hale gelindi?
Üretmek, düşünmek, sorgulamak unutuldu. "Sizin yerinize onları biz yaparız, bakın hazırda yapılmışı, düşünülmüşü, sorgulanmışı var siz hiiiiç zahmet etmeyin.Siz sadece tüketin !!! " dediler. "Tamam" denildi. Sonra tüketmeye başladı insanlar ; haberlerde gerçek olan, yaşanmış acıları, haksızlıkları, cinayetleri başkasının ürettiği akıllı telefonlar ile bir parmak hareketi ile okuyup geçerek tüketti,  bir ayakkabıyı eskiyene kadar büyük kardeşten küçük kardeşe paylaşan gençlik "şu marka da olsun bu marka da olsun , 5 yetmedi 7 tane alayım" diyerek yarını düşünmeden cebindeki son kuruşu, hatta kredi kartlarının limitlerini tüketti. Borçtan harçtan başını uzatıp da bir soluk alamadı, geçim derdinden insanlık derdine bakamadı, ben kendimi kurtarayım da başkası ne yaparsa yapsın düşüncesinden çıkamadı, çıkmasına izin verilmedi. Bir yastıkta 40 yıl geçen sabır dolu evlilikler yerine "sen olmazsan başkası olur , boşanacaksan boşan" diyerek sevgileri tüketti. Bir büyüğü odaya girince ayağa kalkıp selam verenler, otobüse yaşlı biri binince kafasını çevirip istifini bozmayarak saygıyı tüketti. Mahallesindeki tüm bayanları annesi , kardeşi gibi görüp terbiyeyi, güvenliği sağlayan mahalle delikanlılarından ; köşe başına toplanıp, gelen geçene laf atıp, taciz eden ağzı salyalı yaratıklara dönüşerek insanlığı tüketti.
Peki tüm bu tüketerek , "kendi kendini yedi" tabirini gerçekleştiren insanoğlu, binlerce örnekten başka ne hatalar yaptı ve yapıyor hala?
Toplumun en küçük birimi ailedir, aile ne ise toplumdaki bireyler de odur yani. Ailede bir fidan yetiştirirken ne yanlışlar yapılıyor?
 Erkek çocuklarına "Aaa bak oğlum kimler gelmiş, aç aç hadi pipini göster" diyilip övülürken, kız çocuğu otururken dahi en ufak hata yapsa " Şşşşt kııız ört bakıyım, düzgün otur, ayıp ayıp !!! " azarlanıyor. Dakika 1 gol 1.
Kadın olmak;  ayıp olmaktır, saklamaktır, azarlanmaktır ve tüm bunlar doğalmış gibi kabul etmektir düşüncesinin tohumunu attınız. Son zamanlarda çoğunuzun rastlamış olma ihtimali yüksek bir video dolaşıyor. Bir çocuk sünnet edilmiş ancak "güzel pipisi" kesildi sanıp ağlayan, pipisine methiyelerle gözyaşı döken.
Gülüp geçiliyor evet ama arka plandaki dehşet fark edilmiyor. Çocuk daha o yaşta pipisine o kadar bağlı hale gelmiş ki sanki canı alınmışcasına acı çekiyor ağlıyor, pipin yoksa sen hiç bir şey değilsin hissi öyle yerleşmiş ki. Öğretilmiyor çocuğa ; insanlıktır mühim olan, sevgidir, saygıdır, eşit davranmaktır, adaletli olmaktır, beyindir değer verilmesi gereken organ, kalptir, bilgidir bireyi insan yapan denilmiyor. Aç pipini, çünkü senin pipin olmasından başka hiç bir özelliğin önemli ve övülmeye değer değildir !!!
Sonra pipi denile denile eriyip akıp pipiye yerleşen beyin pipice düşünmeye başlıyor.  "Yahu ben çok kıymetli bir şeyim, peki ne işe yararım? İdrar boşaltımına , haaa bir deee o işe!   E, herkes idrar boşaltabilir. O zaman marifet ne? Bol ---skor--- elde etmekte!!! O zaman canım istediğinde, istediğim yerde, istediğim kişiye ne canım isterse yaparım." İşte size bir cani ! "Aç oğlum pipini" cümlesi gibi masum bir cümleden çıktı değil mi? "Aaa ne kadar garip, olur mu canıııım." Hiç kusura bakmayın ama oluyor işte, çocuğun hangi özelliği övülürse kendini o yönde geliştirir. Beynini, yeteneklerini değil de pipisini överseniz ; kullanılmayan beyin ölür o zaman bu insan neresiyle düşünmeye başlar?


Az önce ---skor--- kelimesini kullandım. Neden?
Baba: Oğluuum, koçum benim, gel bakalım biraz laflayalım seninle. Eee manita yaptın mı okulda? Skor kaç?
Ve çocuk düşünmeye başladı : manita, skor getiriyor ise; manita bir maddedir, eşyadır, bol sayıda olabilir o zaman hiç birinin bir birey olarak tek başına değeri yoktur, biri gider biri gelir. Manita = kadın ise; kadın dediğin ŞEYin hiç bir değeri yoktur. Zaten ablamı da hep azarlıyorlardı; düzgün otur ayıp, konuşma , kapat, ört diyerek. Demek ki kadınlar ne yapsa hatalı , kusurlu.
Kız çocuğu: Baba, bugün okulda bir arkadaş bana meyve suyu ve simit verdi.
Baba: Kim o arkadaş?

Kız çocuğu: Hakan.

Baba: Ayteeeeeeen, gel al şu kızını karşımdan elimden bir kaza çıkacak, al götür terbiyesini iyi ver şunun.
Tek bir aile, aynı baba ama iki faklı davranış, iki farklı bilinçte birey yetişmesi.
"Ne yani suç yalnızca babalarda mı?" Elbette hayır.
Kadınların en büyük düşmanı üzgünüm ama yine kadınlardır. Ve en büyük dostu da yine kadınlar olabilir. Neden?
Misal , gün yemekleri oluyor bir evde toplanıyor bayanlar. Kimisi çocuğunu da getiriyor yanında. Oyun oynuyor gibi görünüyorlar ancak; aslında gözler de beyin de kayıtta. O sırada bir dedikodu dönüyor:
- Ayyy duydun mu Necla hanımın kızını nişanlısı terk etmiş, ayrılmışlar ayol.
- Aaa !!! Aman boş ver hak etmiştir o kız, mini mini etekleri giyiyordu, akşam çıkıp arkadaşları ile geziyordu, tabi onlar da arkadaşı ise !!! Zaten anlamıştım ben üniversite okuyacağım diye başka şehirlere gitmeler bilmem ne , ne yaptı kim bilir oralarda. Kimler ile fink attı.
Veeee kayıt tamam. O ortamda olan çocuk direk mesajı aldı, yerleştirdi beynine. "Hmm demek ki mini etek giyen kızlar terk edilir, akşam kızlar çıkıp arkadaş ile gezemez, üniversite okuyacağım diyerek başka şehire gidemez, eğer bunları yapar ise o kız kötüdür, pistir, tüüdür, kakadır." 
Başka bir örnek; genç kız dışarı çıkmak ister, anne "Olmaz şimdi konu komşu ne der, baban kızar çıkılmaz".  Ortam tehlikeli, hayat tehlikeli, insanlar tehlikeli. Peki kadın cinsi için bunca tehlikeyi oluşturan kimler? Erkekler. O zaman neden kız çocuklarımıza "aman çıkılmaz, aman ört, ayıp ayıp." demek yerine, erkek çocuklarımıza " Bak oğlum, bayanlara,kadınlara saygılı,ol kimseyi incitme, kendine , insan olmaya yakışmayacak yanlış davranışlarda bulunma, kalp kırma, bak senin de kardeşin , kuzenin var, ben varım, biz de kadınız ona göre davran karşındaki kişiye" demiyoruz? Sorun burada. Düzeltilmesi değiştirilmesi gereken yer olarak yine hep en kolay köşeye bakıyoruz. Zaten ezilmeye ayıplanmaya alışmış , kabullenmiş kadınlara bir yük de biz yüklüyoruz. Yükleyince de "Kadın değişsin, o dikkat etsin, o giymesin, o süslenmesin, o gülmesin, yerden başını kaldırmasın, mutlu olunca kahkaha atmasın. O bunları yaparsa davet etmiş oluyor işteeee, benim suçum yok - o istendi - " deniliyor işte.
Yazacak söyleyecek şey çok. Çok ama,  akıl mantık ne kadar açıklama yapsa da almıyor, anlamıyor. Kendi kızı olan bir baba ( bu sıfatı hak bile etmeyen bir mahluk aslında ) , başka bir babanın kızına, gözünün nuruna nasıl insanlık dışı şeyler yapıyor? Caninin babası da yardım ediyor, ailesi de cani yani. Alın işte toplumu oluşturan, ailedeki bireylerdir.
20 yaşında bir CAN, gülen bir çift göz, yarınlara umut dolu hayalleri olan güzel bir yürek vicdansızca katledildi. Şimdi bunu bilerek 14 Şubat'ınızı kutlayabilirsiniz. Sayfayı kapatıp bu olayı da unutabilirsiniz.  Ne de olsa sizin başınıza gelmedi bu olay değil mi, size dokunmayan yılan yaşasın ne önemi var ki? Duyarsızlığınıza , çocuklarınızı da aynı zihniyette yetiştirmeye devam edin !!!!