30 Eylül 2013 Pazartesi

Evim Güzel Evim ( Home Sweet Home)

 
Bir yanda koliler, bir yanda paketler, bir yanda bohçalar vs hazırlıklar devam ediyor. Tuttuğumuz evde henüz bir başka kiracı oturmakta, yakın bir zamanda çıkacak, o zaman boya, temizlik işleri de tamamlanınca, eşyalarım taşınacak. Ancak şu an savaş alanı gibi ev (annemlerin evi) , her yerde bir kutu, bir hazırlanacaklar kütlesi.
Yine de tüm bu hengamenin içinde ben kafamdaki fikirleri somutlaştıran çalışmalarımı yapmaya devam ediyorum.
Nakış kasnağının dekoratif amaçlı kullanılmasını bu tür işlerle uğraşıyorsanız görmüş olma ihtimaliniz hayli yüksek. İşte o yaratıcı fikri ilk gördüğü andan beri aklının bir köşesinde tutan ben, aylaaaar öncesinden aldığım kahverengi kasnağı ne yapacağım nasıl bir desen kullanacağım konusunda kararsızlığımdan dolayı bir kenarda bekletiyordum. Daha önce  şuradaki  yazımda bahsettiğim anahtarlığı da hazırlayınca, kasnağı artık nasıl değerlendireceğim netleşmiş oldu.

 
Renk kombinasyonu da kesinleştikten sonra, kasnağı sprey boya ile siyaha boyayarak işe koyuldum. Başlangıçta üzerine çiçek vs türü bir şeyler düşünsem de, "Evim Güzel Evim" cümlesinin İngilizce versiyonu olan "Home Sweet Home" yazmakta karar kıldım.
Parçalar yavaş yavaş oluşuyor, bakalım bütünleşme aşamasında dekorasyon seçimlerim nasıl sonuçlanacak.
Dekorasyonun düşündüğüm gibi olmama ihtimalinde en büyük etken tahminimce halı konusunda olur. Çünkü takip ediyorsanız yazılarımı, bilirsiniz ki en nefret ettiğim noktalardan biri , karşımdaki kişilerin çıkıp da
 " Ama bu moda, herkes bunu alıyor, bunu istiyor, neden şu renk olmaz mı?" tarzındaki cümleleri ile muhatap olmaktır. Ben modaya uymam, herkesin aldığı şeyleri dayatılıyor diye hiiiç almam, bakarım, düşünürüm, aradığım bu mudur derim. Beğenirsem, deli rüzgarlı kafama uyarsa alırım. Neden deli rüzgarlı kafam diyorum, çünkü çoğu kişiye göre olması gereken, onların deyimi ile olağan çizgiler içinde değil fikirlerim. Ama böyle oldukça mutluyum ben, en azından farklıyım, kendimim, yapmak istediğim şekilde seçimlerim. Herkes bunu alıyor diyerek, herkes bunu giyiyor diyerek koyun misali yaşamıyorum. Kendi dünyamı gerçekleştirmeye çabalıyorum.
Ben mutlu isem, sevdiklerim mutlu ise sorun yok. Siz de deneyin bence, içinizden geldiği gibi olun, inanın daha mutlu olacaksınız.
Herkese sevgiler, bol gülücüklü bir haftanız olsun =)

24 Eylül 2013 Salı

D.I.Y : Anahtarlık ve Nedime Taçları

Düğün, çeyiz, eşyalar vs hazırlıkları ile uğraşmaktan, kafa yormaktan blogla ilgilenmeyeli 12 gün geçmiş !!! 12 gün !!! Aah ah her gün yeni yazılar yazabildiğim günlerimin değerini bilememişim.
 Ha ha ha =) şaka şaka,  bu telaşların bu günlerin de kendince bir güzelliği var bunun farkındayım =) Ve benim için gerçekten değerli bir o kadar da anlamlı günler bunlar. Hatta öyle ki aniden düşüncelere, hatıralara dalıp hüzünlenmekteyim. Temelde elbette ki mutluyum, ancak artık hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını bilmek, en basitinden "- Anne " dediğim an "- Efendim? " diyen dünyalar kıymetlisi biricik annemin her daim yanımda olmayacak oluşu, kısmet olur da Allah bana da o güzel duyguyu yaşatırsa bir gün anne olma ihtimali, bir insanı sıfırdan yetiştirmek .... daha neler neler. Yani hüzün, sevinç, endişe ile harmanlanmış duygular dünyasındayım şu sıralar. Çoğu blog yazarı arkadaşımın da yorumlarında bana destek olup tavsiyelerde bulunduğunda söyledikleri gibi sanırım aslında yapmam gereken; düşünceleri endişeleri bir kenara bırakıp, tatlı telaşların güzel zamanların tadını çıkarmaya çalışmalı.
 Daha önceki yazılarımda bahsetmiştim, nedimelerim için taçlar hazırladığımdan ve bu taçların pek de gösterişli ayrıntılı bir çalışma olmadığından. Gayet sade bir şeyler yapıyorum demiştim, biteli bir kaç gün oluyor, yayınlama kısmeti bugüneymiş =)
 
 
 Bunun dışında dekorasyon fikirleri, çalışmaları ile kafam oldukça dolu bir hale geldi, seviyorum bu tür projeleri. Mobilyaları, halıları veya herhangi bir eşyayı seçerken ya da tasarlayıp yaparken nişanlım veya ailem "Nerede kullanılacak bu , nasıl bir görüntü oluşacak?" şeklindeki soruları ile garip bakışlar atsalar da - şayet- aradığım malzemeleri, eşyaları bulabilirsem hedeflediğim bir dekorasyon var aklımda. Aslında ben çoktan düşüncelerimde evi yerleştirdim, odalarında gezip eksiklere bakıyorum ancak bunu karşımdaki kişilere ifade etmem pek mümkün olmuyor. İnşallah bu kendinden emin halim, sonuç ortaya çıktığında yerini mutluluğa bırakır =) Bakalım hep birlikte göreceğiz.
D.i.y çalışmalarına bayılıyorum, herhangi bir blogda sitede gördüğümde dikkatli bir şekilde inceler, yeri gelir o sayfalardan saatlerce çıkamam. İşte bu yüzden ben de elimden geldiğince bu yönde yaptıklarımı sizlerle paylaşmaya çalışıyorum. Doğal olarak bu aralar yazdığım d.i.y konulu yazılar (kısmet olursa) nişanlımla kurmayı düşlediğimiz yuvamız için hazırladığım projeler ile alakalı oluyor.
 Gelelim çalışmamıza, herkesin kolaylıkla, fazla bir masraf yapmadan deneyebileceği bir d.i.y projesi.
Kullanılmayan bir çerçeve ve eski anahtarlar , biraz da sprey boya ile sizce ne yapılabilir?
 
 
 Her ne kadar başlıkta yazdığım için heyecanı kalmasa da , evet efendim, gayet şık, anahtarlarınızı asabileceğiniz, duvar anahtarlığı. Eve geldiğinizde , evden çıkarken başa bela olan, nereye bırakıldığı bir türlü hatırlanmayan , saklanmayı seven başımızın belası anahtarlar; ya bir kaseye konmalı veya belli bir yere asılmalı ki sorun olmaktan çıksınlar. Ben anahtar askılıklarını daha bir beğendiğim için seçimimi bu yönde kullandım. "E dışarıda hazır satılan bir sürü anahtarlık var" diye düşünebilirsiniz, ancak bu proje ile eşyalarınıza, dekorasyonunuza uygun renk kontrası yaratacak anahtarlıklar yapma imkanınız var. Özellikle de benim gibi; basmakalıp , herkeste, her yerde olan en ufak bir eşyaya tahammülü olamayan, farklılıklar ülkesinin kraliçesi olduğunu hayal eden bir yapınız varsa.  Yapmanız gereken yalnızca fırçanıza biraz hayal dünyası almak.
Ve işte sonuç =)

 
 Öncelikle kullanılmayan fotoğraf çerçevesinin ön parçasını alıp sprey boya ile siyaha boyadım. Anahtarları asmak için askılık olarak yine anahtarlardan faydalandım. Bu noktada anahtarları bir kanca gibi bükebilmek benim gibi minyon bayanların yapabileceği bir iş olmadığından, baba gücünden yardım aldım. Yazık adamcağız da başlangıçta ne yapacağıma anlam veremedi ama oflaya puflaya da olsa yardım etti =) Tabi bunda biraz dır dırın da etkisi oldu sanırım =)
Askılık olarak kullanılacak eski anahtarları da büküldükten sonra yine siyaha boyadım. Duvara dayanacak ve çerçeve içinden görünen kısım içinse ince bir tahta parçası kullandım, bu parçayı da sarı renge boyadım. Hedeflediğim renk sarı değildi ancak boya almaya gittiğimde elimdeki en iyi seçeneğin bu olduğunu görünce aslında mecburi bir istikamete yöneldim. Ancak çalışma sonlandığında iyi ki de bu rengi bulmuşum dedim =)
 
 
Boyama aşamaları sonrasında çerçeveyi ahşap tutkalı ile tahta panele yapıştırdım. Askılık olan anahtarların vidalanması aşamasında yine babamın başını ağrıttım =)
İşte böyleee, siz bu çalışmayı dilediğiniz renklerde, dilediğiniz desenlerde yapabilirsiniz, dediğim gibi tek gereken hayalgücü. Yapmayı düşünenlere kolay gelsin =)
Yeni yazılarda görüşmek üzere, yine beklerim.

12 Eylül 2013 Perşembe

D.I.Y : Dekoratif Harfler

 
İkinci bir d.i.y projesi ile merhaba . Dekorasyona dair bir çok fotoğrafta; kitaplıkta, konsolda, yemek masasında ... vs güzel bir yer edinmiş dev boyuttaki harfler pek bir ilgimi çeker olmuştu son zamanlarda. Nereden bulunur, nereden alınır diye düşünürken, "nasıl yapabilirim acaba" diyerek elimdeki malzemeleri karıştırmaya başladım. Karikatür karakteri Fırat'ın da dediği gibi "Bişiy yaparım ben bunla ki" diyip kenara koyduğum, sessizce zamanını bekleyen tabaka köpük ilişti gözüme. Birden hayallere daldım, ki şu aralar pek bir hayal kurar oldum, henüz bulamadığımız evin nasıl görüneceği, neyi nereye koyacağım ve tabi ki de, yapmayı düşündüğüm dekoratif dev harfleri nasıl yerleştireceğimi de eklemek gerek bunlara =)

 
Yapımı tahmin ettiğim kadar kolay oldu mu harflerin ? Hayır =( Çizim değil, kesim değil ancak keçe ile kaplama aşaması kalın tabaka keçe kullanmak zorunda kaldığım için çok zorlu oldu. Ancak sizin elinizde ince tabaka keçe varsa onu kullanmanızı tavsiye ederim. Keçe dışında başka şeyler kullanılamaz mı? Tabi ki yaratıcılıkta sınır yoktur; mesela boncuklar yapıştırabilirsiniz, kumaş veya renkli kağıtlardan da yararlanabilirsiniz. Gerekli malzemeler yukarıdaki fotoğrafta gördüğünüz gibi, kalem kareli kağıt(harf boyutlarını ayarlamak daha kolay oluyor), toplu iğne veya raptiye, cetvel, maket bıçağı, makas, silikon tabancası veya yapıştırıcı bir ürün, keçe ya da kullanmayı tercih ettiğiniz malzeme.
Harf boyutlarını belirleyip çizdikten sonra fotoğraftaki gibi yerleştirip iğnelerle tutturdum, maket bıçağı ile kesim aşamasında çok dikkatli olmanız gerekiyor, pasta dilimler gibi bıçağı dik tutup kısa kesiklerle çıkarmalısınız kalıbı, yoksa ya köpük dağılır veya elinizi kesebilirsiniz. Aman dikkat !
 
 
Sonuç olarak, kenarları tamamen düzgün olmama ihtimali yüksek, şu şekilde harfler elde edeceksiniz. Ancak merak etmeyin keçe ile kaplandığında kenarlardaki kötü görüntü sorun yaratmıyor. Fakat keçeyi kalın seçmem B harfinin oval kısımlarını kaplamada oldukça zorlanmama neden oldu  =(
Aşağıda da göreceğiniz gibi harfler dengede durmasına rağmen ben yine de ayak kısımlarına küçük keçe parçaları yerleştirerek denge olayını kesinleştirmek istedim, siz böyle tercih etmeye de bilirsiniz. Ben de ayak ekleyeyim derseniz o zaman kalın tabaka keçe ayak için daha doğru bir karar olur. 
Harf boyutları ise şöyleydi; yükseklik 24 cm, genişlik 21 cm.
 
 
Bir gelin adayı olarak , nişanlımın adı ve kendi adımın baş harfleri kaçınılmaz olarak yapacağım çalışmaydı. Ve işte sonuç ...
Yanına bir de kalp ekledim, ancak onu kullanma konusunda emin değilim, beklediğim kadar hoş olmadı sanırım. Bakalım evi yerleştirirken son kararı veririm, o zaman da güzel fotoğraflar çekip ev dekorasyonumu da sizlerle paylaşabilirim.
Görüşmek üzere...

10 Eylül 2013 Salı

D.I.Y : Gömlek Yenileme (Kurtarma)

Yine uzun uzun aralar ile yazıyorum yeni yayınlarımı, eskiden her gün mutlaka yeni bir şeyler paylaşırdım =(  Şimdilerde ya zaman bulamıyorum veya kafa yorgunluğu ağır basıyor. Ama üzülüyorum ihmal ettiğim için bloğumu.
Düğün yaklaştıkça kafamın dolu hali, ruhumun stres rüzgarları ile agresifleşmesi de artıyor. Ne zor işlermiş hazırlık aşamaları. Bilmiyorum belki de ben çok dalıyorum ayrıntılara. Gelinlik sonrasında ayakkabımı da bulabildim aradığım şekilde. Şimdilerde nedime taçları ile uğraşıyorum, nedime sayısını fazla tutmamaya çalıştım o nedenle bir kaç kişiye hazırladığım için sorun olmuyor . Zaten çok gösterişli şeyler değil yaptıklarım, oldukça sade taçlar. Düğünde gösterim için fotoğraf slaytımızı da ben hazırlıyorum, İstedim ki özenli ve gerçekten bizi anlatan bir çalışma olsun, dilerim salonun yayın yapan sistemi ile uyumlu olur da sorun çıkmaz. Yoksa o gece öylesine sıralanmış, alelade seçilmiş bir şarkı eşliğinde ruhsuz şekilde geçecektir fotoğraflar ekrandan =(
Kına kesesi veya nikah şekeri için de bir şeyler yapmayı düşündüm ancak o noktada artık HAYIR! dedim , çünkü bunca işin yoğunluğun içinde 300 - 400 kişilik bir kalabalığa oturup da el emeği keçe çalışması vs yapabileceğimi sanmıyorum.  Bu durumda mecbur hazır satılan seçeneklere yönelmeyi düşünüyorum, hiç istemesem de. Şu noktada daha çok, seçtiğim ev eşyalarının, tam olarak düşlediğim gibi olmasa da ona yakın tarzda bütünlüğünü sağlayabilmesi için çabalıyorum bir de. Mobilya tamam da halı beğenemiyorum =) Aslında canımı sıkan en önemli konu, ev bulamayışımız, ilanlardan bak bak, gez gez gör, nişanlım da ben de bitmiş durumdayız. Hayırlısı diyor yine de araştırıyoruz, bakalım sonuçları ilerleyen zamanlarda anlatırım zaten.



Asıl konuya gelecek olursam, daha önce kendisine nişan yastığı yaptığım canım arkadaşım, çok sevdiği bir gömleğinin kazaya kurban gittiğini ancak atmaya da kıyamadığını, kurtarıp kurtaramayacağımızı sormuştu bana. Ki bu soruyu soruşu aylaaaaaaar önceydi. Ah canım nasıl da sabırla bekledi beni =) Kuzum, geç oldu ama inşallah güzel olmuştur da beğenirsin.  
Nasıl bir şeyler yapacağıma karar veremiyordum. Keçe kullanmak riskli, dantel de kaba olabilir diyerek boncuklarda karar kıldım. Zaten gömlekteki beyaz minik puantiyelerle de minik cam inciler uyumlu olurdu. Fotoğraftan da gördüğünüz gibi üzerinde lekeler vardı. Yalnızca lekelerin olduğu kısma müdahale edince gömlekte bir eksiklik oldu. ben de dengeyi cep kısmına da bir şeyler ekleyerek sağladım.

 
Yapım aşamasında "Tamam boncuk kullanacağım da nasıl bir desen çözüm olur." diye düşünürken, küçük bir kağıtla kalp şeklinde kalıp yapıp içini boncuk dikerek doldurdum. Biraz zaman aldı ancak sonuçtan ben memnun kaldım. Bakalım gömleğin asıl sahibi nasıl bulacak =)
 
 
Gömlek üzerinde inci hakim olunca eski düğmeler görüntüyü bozan bir unsur haline gelince ona da düğmeler yerine onlara eşit boyutlarda iri inciler dikerek çözüm bulmaya çalıştım. Hem daha uyumlu hem de daha şık bir görüntü olduğunu düşünüyorum.
 
 
Yenileme aşamasını bitirir bitirmez, gün ışığını kaçırmadan karelemeye çalışınca , daha ütülemeden çıkmış oldu karşınıza çalışmam.  O nedenle fotoğrafta gördüğünüz kırışıklıkların kusuruna bakmayın =)
 
 
Yeni gelişmelerle yeniden görüşmek üzere, mutlu haftalar herkese...