31 Aralık 2012 Pazartesi

Mutlu Yıllar ( Damask Desenli Keçe Yaka )

Keçeden yaka yapmayı uzun süredir düşünüyordum, ancak yakalarda boncuk da gerçekten hoşuma gidiyordu ve bunu keçe ile nasıl bütünleştireceğime karar veremiyordum. Bu ilk denememde daha sade bir çalışma tercih ettim. Yalnız şunu belirtmeliyim ki fotoğraftan da görüleceği üzere, sadece kenar kısımda bulunan boncukları dahi dikmek oldukça uzun bir zaman, emek aldı. 
Yakada iki kat keçe kullandım. Beyaz gibi görünen keçe krem rengi, alt kısımda ise koyu kahve renkte keçe yer alıyor. Yakanın arka kısmında boyunun ayarlanabilmesi açısından kolaylık olması için klips ve zincir kullandım.
Bu çalışmamı da yine satış amaçlı yaptım, beğenenler iletişim kısmından veya mekilaningezegeni@gmail.com adresinden iletişime geçebilirler.



Vee üzüntüleri, mutlulukları, acıları, sevinçleri ile yine bir yılı geride bırakıyoruz işte. Kimileri yeni bir yıla kavuşmaktan dolayı gülerken, kimileri de bir yılı daha harcamış olmaktan dolayı hüzünlenmekte. Sanırım bu, bardağın dolu veya boş kısmını görmekle alakalı. 
Dilerim "2012 benim için güzel bir yıl olarak geçti." diyenlerden olmuşsunuzdur. Şayet öyle olmadıysa umudunuzu yitirmeye üzülmeye endişelenmeye hiç gerek yok. Bir film izlemiştim belki siz de izlemişsinizdir. Orijinal adı" Best Exotic Marigold Hotel " dilimize çevrilmiş hali ise "Marigold Oteli'nde Hayatımın Tatili". Filmin sonunda 
çok güzel bir cümle geçiyordu; - Her şey "sonunda" yoluna girer, eğer girmezse; bilin ki daha işin sonuna varmadınız demektir.- O yüzden hayatta rastaladığımız, fakat koşturmacadan fark edemediğimiz küçük 
mutlulukları toplayarak yürümeli, düşündüğümüz, istediğimiz, hedeflediğimiz her ne ise ona ulaşmak için çabalamaya devam etmeliyiz. Hayatın kendisi çabadan ibaret olduğu için "Ne zaman olacak, ne zaman kavuşacağım, ne zaman güleceğim... vs" her şeyi geleceğe atarak geçirmemeliyiz günlerimizi. Gülmek,mutlu olmak, sevmek bedavadır. Ve siz bunu yaparken kimse size engel olamaz, siz izin vermedikçe! 
Gülümseyin çünkü bunun için binlerce neden var. Daha önce okuduğunuzda çok güldüğünüz bir karikatürü hatırlayın veya arkadaşınızın anlattığı fıkrayı, doğum gününüzde sizi sevenlerin güzel dileklerini, aldığınızda çok mutlu olduğunuz hediyeleri, 9 ay özlemle beklediğiniz bebeğinizin yüzünü ilk gördüğünüz anı, her mevsim ayrı bir renkle güzelleşen doğayı, geçen gün yediğiniz bir dilim süper lezzetli keki, sevdiğiniz parfümün herhangi bir an rüzgar ile size ulaştığı anı, soğukta üşüdüğünde ellerinizi ısıtan o en sevdiğiniz elleri, markette favori çikolatanızdan son bir tane bulup şanslı olduğunuzu düşündüğünüz o anı ve daha nice niceleri... Sadece farkına varın, görün, anımsayın ; o zaman mutlu olmak, gülümsemek çok daha kolay olacaktır. Çocukluğumuza geri dönmek isteriz kimi zaman, daha mutluyduk deriz. Peki çocuklar neden mutludur? O an ellerinde olan oyuncağın, çikolatanın veya lunaparkta bindiği atlıkarıncanın keyfini sürer, o an sadece o mutluluk vardır, başka hiç bir şeyi düşünmez de önemsemez de. Evet yaşımız büyüdükçe artan sorumluluklarımızla bunu yapmak kolay görünmese de durumu kendimize neden daha zor hale getirelim ki, bulun küçük nedenler ve mutlu olun.

Natasha Bedingfield 'in  Unwritten adlı şarkısında da söylediği gibi;

Release your inhibitions 
Çekingenliklerini bırak gitsin 

Feel the rain on your skin 
Teninde yağmuru hisset 

No one else can feel it for you 
Kimse bunu senin yerine hissedemez 

Can speak the words on your lips 
Senin dudaklarındaki sözcükleri söyleyemez 

Live your life with arms wide open 
Hayatı kollarını sonunda dek açarak yaşa 

Today is where your book begins 
Bugün, senin kitabının başladığı gündür 

The rest is still unwritten 
Gerisi hala yazılmamış


Herkese bol mutluluklu, bol gülümsemeli, sağlıklı, güzel yıllar dilerim.

25 Aralık 2012 Salı

Retro Portföy Çanta ( Retro Comics Bag )


Hayal dünyamdaki renkler yeniden somut ürünler vermeye başladı. Aslında uzun zamandır elimde kağıt kalem bir şeyler çizip tasarlayıp duruyordum. Fakat gereken miktarda, istediğim kalite ve güzellikte malzeme yoktu elimde. Bu nedenle planladığım çoğu şey  kenarda beklemedeydi. Bu portföy çanta da dikiş makinesi yüzünden 4 - 5 gün gecikmeli çıktı karşınıza. Çantanın gövdesi için oldukça kalın bir keçe kullandığımdan dikiş makinesi üstesinden gelemedi. Ben zaten keçe dikişlerinde el emeğini tercih ediyordum fakat bu defa farklı olmasını istedim, denedim olmadı ve içten içe de sevindim =) Çanta kenarlarındaki keçeye özgü o el dikişini seviyorum çünkü. Gülü seven dikenine katlanır diyerek çantayı elde dikmeye koyuldum ve bitiminde iğne izinden su toplamış bir kaç parmak ve bir çanta elde ettim =) Ne kadar zor olabilir ki diyen arkadaşlar, kalın tabaka keçeyi ellerinde dikmeyi bir denesinler derim =)
Neyse efendim çantamızı anlatmaya devam edelim. İç kısmında beyaz kumaş astar kullandım, bu nedenle dış dikişlerde de beyaz tercih ettim ki hem astar hem de konuşma balonları (speech bubbles) ile uyumlu olsun. Ağız kısmı büyük metal bir çıt çıt ile kapanmakta, gövde ise tamamen koyu yeşil keçeden.
"Retro Comics" olarak geçen çizgi romanlardaki kadın karakterlerin kendine özgü duruşları her daim hoşuma gitmiştir, çanta da bunu yansıtmaya çalıştım. Umarım başarabilmişimdir.


Daha önce keçe ile yaptığım ürünlerde fotoğraflar ne kadar net olsa da ölçüler, boyut açısından netlik sağlamıyordu. Bu yüzden bundan sonra elimden geldiği kadar modellik (her ne kadar minyon birisi de olsam ) yapmaya da çalışacağım   =) Bu ilk deneme biraz zor oldu çünkü fotoğrafı, makinenin otomatik çekimi ile çektim, yardımsız ancak bu kadar oluyor  =)
Çantayı satış amaçlı yaptım. Yani beğenen ve satın almak isteyenler mekilaningezegeni@gmail.com adresinden veya yukarıdaki iletişim kısmından bana ulaşabilirler. 
Mutlu günler dilerim, sevgiler.

17 Aralık 2012 Pazartesi

Zimtsterne ( Tarçınlı Yıldızlar )


Bu kurabiyelerden yaklaşık 1 yıl önce haberdar oldum. Blogum için kara kalemden minik çizimler yapmış ve bu çizimlerden daha önce yazımda bahsetmiştim. Yazımı okuyarak benden minik prensesiyle (börülce) kendisinin fotoğrafını yollayarak çizimlerini yapmamı rica eden Nar Çiçeği sonrasında teşekkür amaçlı, benimle bu güzel lezzetin tarifini paylaşmıştı. Çizim diyince aklınıza iddialı bir şeyler gelmesin bilindik çöp bebekler işte =) 
Üzerinden hayli zaman geçmişti tarifin ancak aklımın bir köşesindeydi. Yeni yıl da yaklaşırken Almanya'ya özgü bu yeni yıl kurabiyelerini pişirmek, sizlerle paylaşmak güzel olur diye düşündüm. Arzu hanım verdiği ölçülerle fazla bir miktar kurabiye çıkmadığını belirtmişti o yüzden ben de kurabiye sayısını çoğaltmak için ölçüleri arttırdım.

Malzemeler:
3 yumurta beyazı
1 su bardağı şeker
2,5 su bardağı toz badem
1 tatlı kaşığı tarçın
1 tatlı kaşığı kakao

Hazırlanışı:
Yumurta akları beyaz köpük haline gelene dek mikserle çırpılır.
Ardından şeker de ilave edilerek en yüksek hızda çırpmaya devam edilir.
Yumurta akları koyu krema kıvamı alana dek devam edilir. 
Ardından 2 veya 3 yemek kaşığı kadar bu harçtan bir kenara ayrılır.
Kalan yumurta aklı harca, tarçın, kakao ve toz badem eklenerek iyice karıştırılır. (Dolapta bekleme sonrası açılmaya müsait bir yapıda olmalı elde ettiğiniz hamur.)
Hazır olan hamur buzdolabında 1 saat kadar dinlendirilir ki merdane ile açılması kolaylaşsın.
Dinlenen hamuru dilerseniz un serptiğiniz tezgahta dilerseniz iki yağlı kağıt arasında merdane ile 1 cm kalınlığında açın. 
Yıldız şeklindeki kurabiye kalıbı ile hamurdan kurabiyeleri çıkarın ve yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizin.
Fırınınızı 150'C ye ayarlayıp ısınmaya bırakın.
Tepsideki kurabiye hamurlarının üzerine daha önceden ayırdığınız harçtan bir fırça ya da kaşık yardımı ile sürün. (Çok az olmamalı fazla olup da kenarlardan da taşmamalı.)
Hazırladığınız kurabiyeleri 150'C de 10 - 15 dakika üzerindeki beyaz harç fazla kızarmadan pişirin. 

5 Aralık 2012 Çarşamba

Limon Soslu Limonlu Kek


İnsanın ruh hali, düşünceleri her zaman aynı olmuyor, güne başladığı gibi bitmiyor duyguları. Bense yazdan bu yana içinde bulunduğum durgunluk halimden yeni yeni çıkıyorum. Yeniden keçeler ile ilgilenmeye, emektar fırınımız ile nefis sohbetler yapmaya başladım. Bu duraklama döneminde blogumu da hayli aksattım. Blogun dili de yok ki zavallı sesi çıkmıyordu. Ama pastasız, çöreksiz kalan ev ahalisi "Mekilaaaa hani pasta yok mu" demeye başlayınca titredim ve kendime geldim =)
Bu kek de nefis limon kokusu ile resmen evin havasını değiştirdi. Öncelikle şunu belirtmeliyim ki kek üzerindeki limonlu sosu yapmak zorunda değilsiniz. Herkes yoğun limon tadını sevmiyor olabilir. Kek içerisinde de limon suyu var ancak yalnız başına tüketildiğinde kesinlikle bu tat hissedilmiyor. "Ben limonu çok severim yahuu" diyorsanız da üzerindeki sos tam size göre. Ağzınızı şapırdata şapırdata, gözlerinizi ekşiden kısıp Japon bakışlarla yiyebilirsiniz bu güzelliği =)
Ya da misafirlerinize sunun ve bir oda dolusu kısık gözlü Japon turistiniz olsun =)) Tamam kabul ediyorum çok uzattım espriyi, tarife geçelim.
Not: Ayrıca yazıyı da zor yazıyorum. Bir kaç gün önce müthiş bir kafa sallama hareketi ile gözlüğümü düşürüp kırdığım için ; bir klavyeye yaklaş, bir ekrana yaklaş,  nineler gibi bilgisayarla boğuşuyorum. Zorlu mücadelem için tebrik edebilirsiniz beni =) 



Malzemeler:

Kek:
2 yumurta
1,5 su bardağı şeker = 3 parça şeklinde kullanılacak
100 gr tereyağı (oda sıcaklığında yumuşamış)
1 çay bardağı süt
1 adet orta boy limon ( kabuğu rendelenecek suyu sıkılacak )
1 paket kabartma tozu
2 yemek kaşığı nişasta
2 su bardağı un

Sos:
1 yemek kaşığı (tepeleme) nişasta
2 adet orta boy limon ( kabuğu rendelenecek ve suyu sıkılacak)
1 çay bardağı şeker
1 çay bardağı su

Hazırlanışı:
Kek:
Rendelenmiş limon kabuklarını toz şekerin yarım su bardaklık kısmı ile karıştırıp eliniz ile iyice yoğurun, böylelikle limon kokusu şeker ile iyice özleşecektir. Ardından yumuşamış tereyağını da ekleyip kaşık veya spatula ile karıştırın.Bu karışımı bir kenarda bekletin.
Yumurta sarısı ve aklarını, akların içine bir çimdik tuz atıp mikser ile çırpın kabarıp beyazlaşmaya başlayınca kek için kullanılan şekerin kalan bir su bardaklık kısmının yarısını ilave edin. Çırpmaya devam edin gittikçe daha koyu olup katılığının artmasını sağlayın.
Kalan son yarım bardaklık şeker ile de yumurta sarılarını çırpın.Bu karışıma sütü ve kabuğunu rendelediğiniz 1 limonun suyunu sıkıp ekleyin, karıştırın. Kenarda beklettiğiniz şeker limon kabuğu ve tereyağı karışımını da ekleyin.Ardından beyaz köpük haline getirdiğiniz yumurta aklarını yumurta sarılarına spatula yardımı ile sürekli aynı yönde hareketlerle karıştırın. 
Un,kabartma tozu ve nişastayı bir başka kaba eleyerek karıştırın ve bu toz karışımını yavaş yavaş yumurtalı harca spatula ile yedirin.
Hazır olan kek hamurunu yağlayıp(katı yağ ile) unladığınız kek kalıbına döküp önceden 180'C ye ısıtılmış fırında yaklaşık 40 dakika ( bu süre fırından fırına değişebilir ) kürdan temiz çıkıncaya dek pişirin. Önemli olan nokta, fırın kapağını ilk 20 dakika kesinlikle açmayın ve fırnınızın turbo fanı var ise kullanmayın.
Sos:
Küçük bir tencereye sıvı olan tüm malzemeleri koyduktan sonra nişastayı eleyerek bu karışıma ekleyin ve orta harlı ateşte sürekli karıştırarak koyulaşana dek pişirin.Çok sıvı veya katı olmayan bir sos elde etmiş olmanız gerekiyor (bal gibi).
Kek ılıdıktan sonra servis tabağına alıp hazırladığınız sosu üzerinde gezdirin.Afiyet olsun.

Sos tarif kaynağı: http://www.anneysen.com/anneysenbloglari/lezzet/limonlu-kek/september-2010/limon-soslu-limonlu-kek.aspx