6 yaşımdan bu yana yıllarca okul yollarını aşındırdım, yani şu ana dek geçen hayatımın neredeyse tamamı dersler kitaplar sınavlar arasında geçti. İstediğim veya hayalini kurduğum mesleklerle alakasız bir bölümden (Fizik) mezun oldum. Bilirsiniz belli bir yaşa dek meslek seçimleriniz sürekli değişir =) İlkokulda ailenizin beğenisini kazanan ve yüzünü güldüren meşhur mesleklerden biri sizin de favorinizdir, "Ben eczacı olacağım, mühendis olacağım..." vs dersiniz hep kendinizden emin bir şekilde. Ortaokul yıllarında daha ideal, kafanızda daha oturaklı bir yer bulan meslektir tercihiniz. Lisede artık kesin bir karar verip o hedefe odaklanırsınız, buna göre hazırlık yaparsınız sınavlara.
Çevrenizin ailenizin uygun bulduğu ve yeterli yaşam imkanlarını sağlayabilmeniz için maddi getirisi olan bir meslek edinmeniz gereklidir. Siz de buna göre çalışır, o şekilde odaklanırsınız. At gözlüğü takmış şekilde hayat hipodromunda son sürat yarışırken, içinizdeki çocuğun sesini de duyamaz olursunuz.
Her mesleğe saygım var elbet, çünkü her birinin bir gereği yeri var yaşamda ve birilerinin yapması gerekiyor. Ama "Ben eczacı olacağım, gün boyu ilaç kokan bir yerde oturup, ömrüm boyunca hastalıktan bitkin düşmüş, yüzleri gülmeyen insanlar arasında olacağım." veya "Bankacı olacağım ki stres içerisinde çalışırken, aceleden birbirinin yüzüne dahi bakmayan insanların mali işlemleri ile uğraşacağım." ya da "Dershanede öğretmen olacağım, sabah erken saatlerde girdiğim binadan güneş yüzü göremeden, baş ve boğaz ağrısı ile tüm gücümü kaybetmiş şekilde evime döneceğim" diye hangi çocuk hayal kurar ki ???
Yani benim de eskiden hayallerim bunlar değildi, haaala değil =) Mesela resme karşı yeteneğim vardı, bu konuda hiç bir eğitim almadığım halde küçükken yarışmalara katıldığımda ödül kazanırdım, müziği; şarkı söylemeyi çok severdim korolara seçilirdim, derslerde veya bulabildiğim her fırsatta şarkı söylerdim =)
Kendimce elbise modelleri çizerdim, hatta oyuncak bebeklerime kıyafet dikebilmek için annemin özene bezene sakladığı kumaşları kırpa kırpa mahvetmişliğim çoktur =)
Ama en çok pasta yemeye ve yapılırken izlemeye bayılırdım çocukken, minik bisküvileri , kaşıkla yenilen hazır puding ile pasta yapmaya çalışırdım =) İşte onca yıldır, benimle konuşan o minik kız çocuğunun sesini duymamam artık pek mümkün olmuyor. Bilmiyorum nasıl ne şekilde olur ama elbet bir gün hayalimdeki minik, şirin, huzur dolu ve insanların yüzlerini güldüren güzel pastalar yapabileceğim bir yer açabilirim inşallah. Tabi bunun için öncelikle bu yönde çok çalışıp araştırmam, belirli noktalarda eğitim almam ve belli miktarda maddi birikim yapmam gerekiyor. Bu hayalim konusunda o kadar istekliyim ki nasıl bir yer olacağı konusunda en ufak ayrıntısına varana dek kafamda şekillenmiş durumda. Ama sonuç olarak durum maddiyat karşısında tıkanınca, insan yine mecburi bir yöne doğru yürümek zorunda kalıyor. Yani hayalini kurduğum işe sahip olabilmem adına, hiç istemediğim bir işte çalışmam kazanç sağlamam gerekiyor. Kısır bir döngü mü bu yoksa hayat bir gün, elbet bir gün, bana da gülümser mi, bilmiyorum...