26 Eylül 2012 Çarşamba

Erkek Bebek Lohusa Tacı


Gerek blog ile ilgilenenemkten gerek tatilde olmaktan gerekse hayat koşturmacasından dolayı uzun süredir sipariş alamıyordum. Dün gelen bir sipariş maili ile yakında doğum yapacak Özlem hanım için hazırladım bu tacı.


Çok az bi zaman kaldığı için oldukça heyecanlı kendisi, bu nedenle tacın nasıl bir şey olacağı konusunda çeşitli fikirlerde dolaşıp durduk. Sonunda her şeyi benim zevkime bıraktı ve işte bu taç çıktı ortaya.


Erkek bebek beklediği için tacın mavi tonlarında olmasının daha güzel olacağını düşündüm. Özlem hanıma Mekila'nın Gezegeni'ni tercih ettiği için teşekkür ederim ve bebeğini sağlıkla hayırlısı ile kucağına almasını dilerim.

23 Eylül 2012 Pazar

Tütü Eteği

 
Ekim ayında halasının kuzusu, tatlı meleğim Ela Behiye'nin doğum günü var. Yavaş yavaş hazırlık yapıyorum, ileride kendisi bunları hatırlamayacak ancak fotoğraflar, videolar güzel bir hatıra olacaktır. Çalışmalara ilk olarak kostüm planlamasından başladım. Bu tutu eteği düşündüğüm kostümün bir kısmı, daha uygun temada t_shirt süsleyecek ve saç bandı yapacağım.
Kuzucum için daha önce yaptığım eski çalışmalara bakmak isterseniz buradan buyrun =)
 
 
 Tutu eteği, aslında yapımı kolay ve sonucu çok şirin olan bir çalışmadır. Kimileri eteği kapalı bir lastik çevresine yapmayı tercih eder. Ben, bel kısmı daha kolay ayarlanabilmesi açısından bir ucu açık kurdela üzerine hazırladım. Yukarıdaki fotoğrafta eteğin açık haldeki duruşunu görebilirsiniz. Fotoğraflarda çok büyük görünse de etek aslında  oldukça küçük ve puf puf. Ne de olsa Ela bebek bunu 1 yaşına girerken giyecek.
Ha ha ha =) Öyle hoşuma gitti ki kendime dahi böyle bir etek yapmayı düşünebilirim =)
 
 
Bu da eteğin arka kısmı bağlandığındaki görüntüsü. Önceleri kırmızı tül ile çalışmayı düşünmüştüm fakat sonra beyazı tercih ettim, tabi bu durumda süsleme için de çok sevdiğim keçelerden uzak duramadım, bel kıkmına ise sarı keçeler ile uyumlu olan aynı renkte kurdeladan geçiş yaptım. Ve keçe süslerin arasına beyaz kurdela ile fiyonklar yerleştirip süslemeyi bitirdim.
 İlk defa tutu eteği yaptım, bakalım başarabildim mi, bunu da sizin yorumlarınızla anlayacağım =)

14 Eylül 2012 Cuma

2 Yıl, 2 Ay, 15 Gün

Oldukça uzun bir süredir blogumla ilgilenemez oldum, aslında bu canımı hayli sıkıyor. Ancak ne olduysa bu yaz gerçekten çok farklı yerlere gittim, deyim yerindeyse; leyleği havada gördüm. Önce Trabzon, Rize (ki -Doğu Karadeniz Turumuz- adı altında 6 adet yayınla anlatmıştım sizlere gezdiğimiz yerleri), sonrasında Tarsus, oradan yaylamıza, en son olarak da Kastamonu ardından İstanbul.
Öyle ki bu koşturmaca içerisinde blogumun açılış yıldönümünü dahi unutmuşum =(
Bugün tam 2 yıl, 2 ay, 15 gün olmuş.

 
Blog yazanlar bilirler ki bu kadar süre bu devamlılığı sürdürebilmek gerçekten zordur. Çok emek gerektirir. İşte ben bu zorluğu yenmeyi ve harcadığım emeklere güç bulmayı sizin sayenizde başardım. Üzerime düşenleri kimi zaman tam anlamıyla yerine getiremesem de siz beni asla yalnız bırakmadınız, ihmal ettiğim zamanlarda "Blogum ıssızlaştı mı " diye düşünüp baktığımda yorumlarınızla yoldaş oldunuz.
Tüm ilginiz, ayırdığınız zaman, arkadaşlığınız ve desteğiniz için hepinize çok teşekkür ederim.
Dilerim daha nice yıllar bu pencereden hayatı, güzellikleri, emekleri, tatları paylaşmaya devam ederiz.
------------
Güzel projelerim var, inşallah yakında yeni yayınlar ile sizlere ulaştıracağım.

7 Eylül 2012 Cuma

İSTANBUUUUUL


Yaklaşık 6- 7 yıldan sonra sonunda İstanbul'a kavuştum. Bu nasıl bir şehirdir ki insanı büyülüyor, kendisine bağlıyor. Her sokağı her köşesi ayrı bir güzellik ayrı bir hikaye sergiliyor, görebilene. 
Halen İstanbuldayım ve bulduğum ilk fırsatta bir şeyler karalayayım istedim. Uzun zamandır yazamadım,meşguldüm ama buna rağmen yalnız bırakmamışsınız blogumu, teşekkür ederim =) 
Arkadaşlarım sağolsun ellerinden geldikçe ilgilenip gezdiriyorlar buraları, ben pek bilmiyorum, aslında bilmek de istemiyorum, böyle daha güzel. Yani koca İstanbul'un sokaklarını ezberleyip de aklımda tutmaya çalışırken o güzel gezintilerin tadını çıkaramamaktan endişelenmek istemiyorum. 
Yukarıdaki Kız Kulesi manzarasını gördüğümde neler hissettim sözlerle anlatmam imkansız. Tabi bu harikalığı kareleyebilmek için de dakikalar öncesinden hazırlamıştım fotoğraf makinemi ki ölümsüzleşsin bu güzellik ve hoş bir anı olsun. 


İşte bu gezintiler sırasında tanıştım Reçel Türevleri ile. Adı üstünde çeşit çeşit reçel seçeneği bulunan, ortamı ve çalışanları sıcakkanlı olan şirin bir kahvaltı mekanı. Sahibinin adı Türev Uludağ, reçeller de memleketinden, annesinin elinden çıkıp gelince "Reçel Türevleri" olmuş tabeladaki isim. Mevsime göre reçel çeşitleri 30'u bulabiliyormuş. Normalde reçel ile aram pek yoktur, hani kahvaltımda mutlaka olsun vs diye aramam, hatta böğürtlen tarzı meyvelerin vs reçellerini pek sevmem. Ancak burada tattığım tüm reçeller tek kelime ile nefisti. Mesela havuç reçeli, dut reçeli... Yanında bir de kaymak sunulmuştu ki ooof of...


Şu fotoğraftaki lezzetin güzelliğine bakar mısınız, bir yanda dut reçeli diğer yanda favorim ayva reçeli ve kaymak.
Reçel Türevleri ilk olarak 2011 Şubat'ında açılmış ve yakın bir zamanda Cihangir'de yeni bir şubesi daha açılacak. Belki açılışta karşılaşırız =)


Kısacası tavsiye ettiğim bir mekan, gidin ve midenize bir güzellik yapın. 
Reçel Türevleri Adres: Sinanpaşa Mah. Şair Veysi sokak no:31/1 Beşiktaş

Şimdi gitmeliyim İstanbul gezilmeyi bekler =)