Kutunun gizemini merak edenler ; okumaya devam ediiiiin =)
Dün 29 Ekim idi ve hepimiz için çok değerli, önemli bir gün olan Cumhuriyeti'mizin ilanın 88. yıldönümünü geride bıraktık. Bu güzel güne artı olarak benim için özel bir değer katan durum ise; çok çok çok çooook sevdiğim, birtanem, ömrümü birlikte geçirmek istediğim AŞK'ımın [ bundan sonra Mr.B (mistır bii) diyelim kısaca =) ] bana evlenme teklifinde bulunmuş olmasıdır.
Buradan özel hayatımla alakalı pek bir şey paylaşmadığımı takip eden arkadaşlarım bilirler, genelde yaptığım el emeği ürünler, pastalar, gezdiğim gördüğüm yerler vb. konuları yazmışımdır çoğunlukla. Ancak bu defa gerçekten de içime sığmayan; hani derler ya "Anlatmasaydım çatlardım" işte tam da öyle bir duygu seli içindeyim. Elime megafon alıp sokak sokak gezip sevincimi haykırasım var =) Neyse neyse hemen toparlıyorum ve ayrıntıları anlatmaya koyuluyorum;
Yaklaşık 2 hafta önce "Havalar iyice soğumadan şöyle güzel bir akşam yemeği yiyelim senle hayatım" cümlesiyle başlamış meğerse herşey. Başlamış diyorum çünkü; bu 2 hafta içerisinde yapılan planlardan, hazırlanan sürprizlerden, koşturmacalardan haberim yoktu. Bildiğim tek şey; göle karşı, açık havada, manzara eşliğinde, soğuklar tam bastırmadan (Adana'da henüz başlamadı kış), keyifli bir akşam yemeği yiyeceğimizdi =)
Mekan olarak istedğim, tercih ettiğim herhangi bir yer olup olmadığını sormuştu Mistır Bii, ben de biraz araştırma yaptıktan sonra bir kaç seçenek belirtmiştim, kesin ve son kararı kendisi vermişti. Daha önce gitmediğimiz, ancak yemek sonrasında memnun kaldığımız ve tavsiye edebileceğimiz Güney Marina Restaurant 'a gittik, görevliler gayet ilgili ve güler yüzlüydü.
Tabi ki Mistır Bii daha önceden mekan ile konuşup hazırlık ve ayarlamaları yapmış. Gittiğimizde masamızın hazır olduğunu söylediler, şimdi masayı görünce neden tahmin etmedim ki sürprizi diyorum. Gül yaprakları ve mum ile süslenmiş şık bir masa . . Mekan hoş olunca, sadece bize özel bir süsleme olmadığını sanmıştım, meğerse öyle değilmiş =) Yemeklerimizi sipariş ettikten sonra bir iki defa çeşitli bahaneler ile masadan kalkıp da gitmişti halbuki beyfendi ama rolüne iyi hazırlanmış olmalı ki hiç bir şey anlamadım, korkulur senden Mistır Bii =)
Sonrasında yemekleri beklerken sohbete dalmıştık ya da yalnızca ben öyleydim, manzara sohbet müzik derken meğerse ben olacaklardan habersiz kendi dünyamdaymışım =) Bir ara garsonun geldiğini farkettim ancak yiyecek bir şeyler getirdiğini sanıyordum, masanın kenarında çantam duruyordu, çantamı hafifçe kenara çekip küçük ahşap bir sandık bıraktı ve "Mektubunuz var hanımefendi" dedikten sonra gitti.
Mektup diyince insan zarf düşünüyor, "sandık ne alaka" derken "bir dakika yahu restaurantta mektup nerden çıktı, mektup bana ise bu saatte nasıl buraya geldi, burda olduğumu nerden biliyordu ki postacı" diye kafamda bir sürü komik ve karmaşık soru işareti oluşurken Mistır Bii'nin "Açsana hadi" demesiyle kendime geldim ve "Nasıl yani bana mı, gerçekten açayım mı sandığı" şeklinde gereksiz, devrik ve garip bir cümle kurdum. Sonrasında karşılaştığım manzarayı fotoğraflardan görebilirsiniz =)
Hani hep romantik filimlerden gördüğümüz ve filmin en heyecanlı sahnelerinden biri olan evlilik teklif anı vardır ya, işte böyle bir sürpriz karşısında, o filmin başrolünde olduğunuzu hissediyorsunuz. Filmlerden tek farkı ise ya repliğinizi unutuyorsunuz diliniz damağınız kuruyor ya da saçma cümleler ile sahneyi berbat ediyorsunuz =)
İşte ben de şaşkınlıktan dili damağı kurumuş, dizlerinin bağı çözülüp, heyecandan elleri buz kesmiş ve repliğini unutmuş bir başrol oyuncusu olarak "Benimle evlenir misin?" sorusuna kendimin dahi zor duyduğum bir şekilde "Evet" diyebildim. Aslında dışarıdan bakıldığında çok kısa bir süre gibi geliyor insana ancak, Mistır Bii'nin anlattığına göre epey koşturmacalı bir teklif hazırlığı yaşamış, en zor kısmı nasıl bir sürpriz yapacağını düşünmek olmuş, çevresinden arkadaşlarından bir çok fikir önerisi gelmiş ama kendi düşündüğünü gerçekleştirmeye karar vermiş.
Uzun lafın kısası benim için çok çok güzel bir akşamdı, tarih itibari ile de önemli, 29 Ekim.
Böyle güzel bir anıyı hatıralarımıza ekledğin ve beni sevdiğin için çok teşekkür ederim hayatım, iyi ki varsın ...