30 Kasım 2013 Cumartesi

Karlık Evi 'nde Balayı

         Uzuuun ve yorucu bir blog sessizliği ardından yeniden herkese merhaba. Bir önceki yazımda; düğün sonrasında balayında olduğumu belirtmiş ve döndüğümde ayrıntıları içeren yazılarıma başlayacağımı söylemiştim. Hem son güncel yayınım ardından geçen süre fazlalığından, hem de evlilik, düğün vs konularından dolayı anlatacak o kadar çooook şey var ki. Düzenli ve anlaşılır bir şekilde nasıl paylaşabilirim düşünüp duruyorum =) Hepsi zaten bir tek yazıya sığmaz, o nedenle bir süre okuyacaklarınız, düğünüm hakkındaki konuları içerecek.
          Söze balayı diyerek başladım öyle ise bu şekilde de devam edeyim. Düğünümüz 23 Kasım 'da oldu. Bu tarih her ne kadar Adana için halen bir t_shirt ve ince bir hırka giyilebilen güneşli günler yaşatmış olsa da, balayı mekanı arayışları sırasında biliyorduk ki, o tarihlerde Adana dışındaki şehirlerde hava sıcaklığı bu denli cömert olmayacaktı. Bu durumda "balayı için nereye gidilir" sorusu karşılığında Google 'ın ilk sırada sunduğu Antalya seçenekleri Kasım ayına ve aslında büyük oranda benim mantığıma uygun düşmüyordu. Deniz kenarında, bilindik otel ortamlarında tatil günlerini harcamak hiç ama hiç sevimli gelmeyen bir şeydir benim için. Mutlaka gezilip görülmeye değer bir özelliği olmalıdır gidilen şehrin. Herkesin balayı mekanları diyerek dayattığı, reklamını yaptığı, akla ilk gelen yerler benim için tamamen itici olmuştu her daim.
         Konaklanacak otel hem kendine özgü, hem evinizdeymişçesine sıcak ortamı olan, hem de bulunduğu yer gezip görülecekleri bol bir şehirde olmalıydı. Sonuçta balayı diyince illa dört duvar arasında tüketilmesi gerekmiyor bu güzel tatilin. Tam tersi birlikte bir çok yer gezip daha da renklendirilmesi gereken tatlı zamanlardandır. Eğer duvarlar arasına hapsolmaksa tercihiniz, evde kalmak daha az maliyetli bir balayı geçirmenizi sağlar bence.
         Neyse ki eşim de benimle aynı fikirdeydi ve hem harika güzellikteki yerleri gezip anılarımıza yenilerini ekledik hem de tercih ettiğimiz otel bize evimizdeki rahatlığı sunduğu için düğün yorgunluğunu attığımız oldukça konforlu bir tatil geçirdik. Biz tercihimizi Kapadokya 'dan yana kullandık ve geri dönüş zamanı geldiğinde " İyi ki de buraya gelmişiz." diyerek ayrıldık oradan.
         Çoğu konuda kendi fikir süzgecim yanında; araştırmadan, hakkındaki yorumları okumadan karar vermemeyi tercih eden ben, konaklayacağımız yer konusunda da aynı titizliği gösterip seçimimi yapmıştım. Ancak eşim Kapadokya 'da bir çok otel olduğunu ve henüz daha zaman olduğu için bir kaç yere daha bakmamı söylemişti. Baktım; günlerce, bulduğum her fırsatta araştırdım. Fakat ben kararımı çoktan vermiştim. Her ne kadar ben karar vermiş olsam da balayı yalnızca benim tatilim değildi, eşimin de içine sineceği ve onay vereceği bir yer olması gerekiyordu, doğal olarak.
         Bir gün gelip, çok güzel bir otel bulduğunu, arkadaşının tavsiye ettiğini belirtip bana fotoğraflarını gösterdi. Hemen kısa bir araştırma yaptım ve okuduğum yorumlar pek iç açıcı gelmedi. Bunu kendisi ile de paylaştım fakat balayı için gidilecek şehri büyük oranda ben belirleyince, otel konusunda kararı eşime bıraktım. Düğün sonrasındaki gün yola koyulduk akşam saatlerinde otele ulaşmıştık. Ancak yaşadığımız olumsuzluklar, eksiklikler, okuduğum ve araştırdığım şeylerin doğruluğunu kanıtladı ve ertesi gün, sabah erkenden oradan ayrıldık. O otelin adını ve ayrıntılarını doğru olmadığını düşündüğüm için yazmıyorum. Ancak Kapadokya 'ya gitmeyi düşünenler olursa iletişim kısmından bana ulaşıp öğrenebilirler.
          

 
   Her işte bir hayır vardır derler hani, işte o kötü otel sayesinde, benim daha önce araştırıp beğendiğim ve gayet de memnun kaldığımız Karlık Evi 'ne yerleştik. Toplamda konaklayacağımız 3 gece vardı, 1 gecesi diğer otelde geçince Karlık Evi için 2 gece kalmıştı. Öyle mutlu olduk, öyle memnun kaldık ki yeni "Ev"imizden , hiç bitmesin tatilimiz istedik. Çok sıcak bir ortam ve ilgi ile karşılandık. Tutabileceğimiz boş bir odanın olup olmadığını öğrenmek için beklerken dahi şık bir köşeye oturtulduk ve krakerler eşliğinde çayımızı yudumladık.
Sonrasında seçeneğimiz olan odaları görmek için oteli gezmeye koyulduk. İlk girdiğimiz oda benim daha önce de Karlık Evi 'nin internet sitesinde görüp beğendiğim bir oda idi, tamam dedik ve yerleştik. Aslında önceden odanızı beğeniyor ona göre rezervasyonunuzu yaptırıyorsunuz. Ancak bizim bu istisnai, zor durumumuzda dahi gerçekten çok memnun ve mutlu olmamızı sağladılar.
 
 
Sabah erkenden odamıza yerleştikten sonra vakit kaybetmeden Kapadokya 'nın güzelliklerini görmek için harekete geçtik. Ancak bir sorun vardı ve daha biz nasıl çözeriz bunu diye düşünmeden, Karlık Evi'nin oldukça düşünceli çalışanlarından biri olan Bukem hanım 5 dakika içinde derdimize derman sundu. Problemimiz şuydu; balayı için yer seçmiştik, gezmek  görmek istiyorduk ancak düğün telaşı ,koşturmacasından nasıl bir rota izleyeceğimizi , nereden nereye gidileceğini, nereleri mutlaka görmemiz gerektiğini, nerede ne yiyeceğimizi bilmiyorduk.  Aşağıdaki fotoğrafta görebileceğiniz iki parşömen kağıdı, hiç bir şey bilmeden, kimseye ihtiyaç duymadan Kapadokya'nın çoğu yerini rahatlıkla keşfetmemizi sağladı.
 
 
Belki küçük bir ayrıntı ancak çok düşünceli ve oldukça yardımcı bir el oldu bizim için.
Karlık Evi 'nin sıcak ve ilgili ortamı beni kendimden geçirdi ve daha ilk dakikalarda "Hemen fotoğraflamalıyım bu güzel yeri ve paylaşmalıyım" diye düşündüm.
 
 
       Karlık Evi 'nde kaldığımız ilk gün , aracımız da olduğu için ve verilen iki bilgilendirici parşömen sayesinde Kapadokya ' nın %80 'ini gezdik. Geri döndüğümüzde balayında olduğumuzu bilen Karlık Evi sakinleri bize çok hoş bir ikram, mumlar, tütsüler ve çiçekler ile süslenmiş bir oda hazırlamıştı. Kaldığımız oda 306 numaralı MAVİ oda idi. Kutu gibi (ki bizim için gayet yeterliydi büyüklüğü) sevimli, buna rağmen oldukça konforlu, manzarası ile büyüleyici, dekorasyonu ile evdeymişsiniz hissini veren tavsiye edebileceğim bir oda.

Sürpriz ikram =)
 
 
Gece fotoğraf çekmeyi sevmiyorum ancak hazırlanan sürprizler bozulmadan karelemem ancak bu şekilde mümkündü =)

 

 
Ben her ne kadar güzel bir fotoğraf elde edememişsem de çok çok rahat, konforlu ve oldukça temiz mis gibi bir yatak.
 
 
 
 
İkinci gün yağmuru, sisi fırtınayı haber veren bulutların, penceremizdeki sabah manzarası; dümdüz bir vadi sonunda dağlar, üzerinde çarşaf gibi serilmeye hazır gökyüzü.

Minik bir de keyif balkonumuz vardı, tüm vadiyi ve Uçhisar Kalesi 'ni kucaklayan.
 
 İlk güne tam tezat nitelikte yağmurlu ve kapalı bir hava ile karşılaştık ikinci gün. Buna rağmen kalan kısımları da görebilmek için düştük yollara ancak bir önceki gün gayet hoş olan sıcaklık artık o denli ılıman değildi, buz kestiriyordu, haliyle fazla süre kalamadık dışarılarda. Elimizdeki tavsiye mekanlar listesinden bir yer seçip yemeğimizi yedikten ve hediyelik eşyalarımızı da aldıktan sonra odamıza döndük. Ve 2. bir sürpriz ile karşılandık.

 
Üzerinde eşimin ve benim adımızın yazılı olduğu , Abdullah Şen ve Karlık Evi sakinlerinin ikramı olan özel yapım şarap çok hoş bir hatıra ve jest oldu bizim için. Hatıra demişken öyle de kalsın istedik, bozmadan aldık evimize getirdik.
 
 
 
 
Otel, oda artı kahvaltı şeklinde çalışmakta. Kahvaltı için restoran kısmı öyle hoş dekore edilmiş ki, sanki evinizdeki yemek odasına geçiyorsunuz. Kahvaltıdaki gıda çeşitliliğini saymak zaman alacağı için bir kaç kare fotoğrafladım, ancak bunlar yalnızca masamıza sığanlar, bunun yanında servis sehpasında roka salata vs de mevcuttu. Çayımızı da termosta sıcak sıcak yanımıza getirdiler. Bardaklarımız boşaldıkça doyasıya doldurup içtik.

 
 
 
Mevsim olarak baharda veya yazın gitmiş olsaydık daha yeşil manzaralar ile konaklayacaktık belki ama inanın bu hali dahi müthişti. Hatta eşimle, kar yağdığında kışın nasıl güzel olur buralar diye düşünmüştük.
 


 
 
 
Karlık Evi'nden otel olarak bahsetmek bana göre hiç yeterli bir tanımlama değil, adı üstünde ev demek en güzel tabir olacaktır. Sanki bir eşimizin bir arkadaşımızın dostumuzun evinde misafir olarak kalmışız hissini veren bir mekan. Daha netleştirmek ve gözünüzde hayalinizde canlandırabilmenizi kolaylaştırabilmek adına bol bol fotoğraf çektim, elimden geldiğince de paylaşmaya çalışıyorum.
 
 

 
Vadi manzaralı; tavla, satranç oynayabileceğiniz çok sıcak şirin bir köşe.

 Resim atölyesi kısmında yapılan resimlerin yer aldığı koridorlar.
 
 İki gün dahi de olsa hatıralarımızda gerçekten hoş bir yer edinen, kapısından çıkıp aracımızda yol almaya başlarken iyi ki de gelmişiz, iyi ki de burada kalmışız dedirten bir evimiz oldu Kapadokya'da. Bir tebessüm, küçük sürprizler, biraz ilgi öyle güzel kapılar açıyor ki insan kalbinde, buradan Karlık Evi çalışanlarına yeniden ve yeniden çok çok teşekkür ediyoruz.
Ayrılırken, aracımız ardından su dökerek gerçekten bir dost yuvasına veda ettiğimizi hissettiren   Bukem hanıma da sevgiler yolluyoruz.
Kaleme almayı unuttuğum veya merak ettiğiniz detaylar için, iletişim bilgileri için, nasıl bir yermiş burası , odaları nasılmış tüm bu sorularınızın cevabı için sizi  Karlık Evi 'nin sitesine yönlendireyim.
Bugün için anlatabileceklerim şimdilik bu kadar. Düğün, kına, balayı vs diğer tüm konuları sonraki yazılarımda okuyabilirsiniz.

26 Kasım 2013 Salı

Düğün Sonrası

Aylar öncesinden başlayan koşturmacalar, hazırlıklar, araştırmalar , düzenlemeler ardından; ışık hızında geçen ve "ne oldu, nasıl oldu, ne zaman bitti, geçti " dedirten, oldukça yorucu bir düğün ardından şu an balayındayız.
Hazırlık ve koşturmaca evresinde yeni yazılar yazamadığım için bulduğum bir iki dakikalık fırsatta, Adana 'ya döndüğümde paylaşacağım ayrıntıların haberini verip ; hem sizi biraz meraklandırmak hem de buralardayım, kaybolmadım demek istedim.



Şu anda, çalışanları gayet ilgili ve sıcak kanlı olan, çoook çok rahat ettiğimiz ve detaylarını uzuuuun uzadıya sonraki yazılarımda kaleme alacağım bir oteldeyiz. Hatıra olması adına kendimiz için, bilgilendirme olması adına da sizler için bol bol fotoğraf çekiyorum. Yeniden görüşmek üzere şimdilik hoşçakalın, herkese sevgiler.