31 Mayıs 2012 Perşembe

Kakaolu Çatlak Kurabiye


Kimi zaman kilo canavarlarına bizi yem yapabilen leziz kurabiyeler, pastalar, tatlılar ile uğraşmak sanırım bende alışkanlık, bağımlılık gibi bir noktaya ulaşmış. Evde mutlaka bu tehlikeli şekerlilerden bulunması gerek. Pişerken hipnotize etmeye başlayan o nefis kokuların odalara yayılmasına aracılık eden fırın; bu afacanları pişirmediğinde sanki oturup ağlıyor ya da küsüyor, mutfak ise bomboş kalıyormuş gibi geliyor bana, gerçekten! Hazırlanma aşamasında denilir ya hani "önceden ısıtılmış fırında" işte o ısıtma aşamasında fişi takıp dereceyi ayarladığımda "İşte buuuu, yaşamak, eveeet yine nefis lezzetler pişireceğim" diyiverecek emektar fırınımız. Çekmecelerin dolapların karanlık köşelerinde sessizce ağlayan pasta yapma aparatları da el ele tutuşup dans etmeye başlasalar ben de onlara katılırdım diye düşünür mutlu olurum. Elimde uygun imkanlar olsa hemen minik bir pastane açıp, renk renk muffinler pastalar yapıp hem kendim hem de başka insanları mutlu kılardım.
Bir insanı üzmek kırmak en kolay yapılan şeydir; ama küçük bir tebessüm, küçük mutlu bir an  ya da geçmişte güzel bir hatıraya  alıp götürebilmek birini, zor, gerçekten zordur.
Bir de şöyle düşünün; yolda yürüyorsunuz, hafif esen rüzgar ile vanilyalı mis gibi bir koku duyuyorsunuz. Fırından yeni çıkmış nefis kek kokuları, takip edip küçük bir pastaneye rastlıyorsunuz, oturup lezzetli bir kek yiyorsunuz. Belki annenizin eskiden yaptığı kekleri, ya da küçüklüğünüzde komşu teyzenin siz sokakta oynarken çağırıp size verdiği o bir dilim harika keki anımsatıyor. İşte size küçük mutlu bir an...
Ha ha ha böyle tasvir edince, televizyonda yağlı boya tablolar yapıp "Şuraya da küçük mutlu bir ağaç yapıyoruz" diyen Bob Ross aklıma geldi. Çok izlerdim, resim yapmayı da çok severim =)


Bu kurabiye tarifinde saatlerce ya da günlerce buzdolabında bekletin hamuru dinlendirin durumu yok. Sadece 20 dk buzlukta bekliyor sonrasında hemen pişiriyoruz. Aslında buzlukta bekletmeye gerek yok fakat havalar ısındı ve içerisinde tereyağı olduğu için şekil verirken kolaylık olması adına buzluğa koyuyoruz. Hazırlamaya başlayıp yeme zamanı arasındaki süre toplam 45 dk. 
Fotoğraflardan da fark edebileceğiniz üzere bu kakaolu nefis kurabiyelerin dışında ince bir tabaka çıtır çıtır, sonrasında ise sanki kek yer gibi yumuşacık. Öyle hafif ki kaç tane yediğinizi fark etmiyorsunuz. Ben soğuk bir bardak süt ile tüketmeyi tercih ettim, size de önerim bu yönde. Ama tabi ki çay ile de çok güzel bir ikramlık olur.

Malzemeler:

* 2 su bardağı un
* 2 yemek kaşığı süt
* 2 yemek kaşığı tepeleme tereyağı
* 1/2 su bardağı şeker
* 1 paket vanilya
* 1 paket kabartma tozu
* 1 adet yumurta
* 1/2 su bardağı kakao
* 1 çay kaşığı silme tuz

Dışı için pudra şekeri

Yapılışı:
Tereyağı, yumurta, şeker el ile yoğrularak iyice karıştırılır. Ardından vanilya kabartma tozu ve kakao elenerek karışıma eklenir. Sonrasında tuz ilave edilir ve unun 1 bardağı elenerek eklenir,biraz yoğurulur. 2 yemek kaşığı süt de bu aşamada ilave edilir.Ve yoğrulmaya devam edilir. Un kaybolduktan sonra kalan diğer 1 bardak un yine elenerek eklenir. İyice yoğrulduktan sonra ele yapışmaması gerekiyor. Şayet ele çok yapışıyorsa 1 yemek kaşığı silme un daha ekleyebilirsiniz fakat bu kurabiye hamuru diğerlerinden biraz daha yumuşak bir yapıya sahip o nedenle hamur toparlanabildiği sürece sorun olmaz. Hamuru yoğurduktan sonra streçe sarıp buzluğa koyuyor ve 20 dk bekletiyoruz. Bu süre sonunda buzluktan çıkardığımız kurabiye hamurundan ceviz büyüklüğünde parçalar koparıp elimizde yuvarlayıp pudra şekeri olan tabağa koyup dışını iyice pudra şekerine buluyoruz. Ve yağlı kağıt serilmiş tepsiye 2,5 cm aralıklarla diziyoruz. Önceden 180'C ısıtılmış fırında 10 - 15 dakika pişiriyoruz. Fırından çıkarmadan önce dış kısmına dokunduğunuzda sert kabuk oluşmuş ama kurabiye halen yumuşak ise biraz daha bekletiyim demeyin.Çünkü çoğu kurabiye gibi başta yumuşak olan hamuru soğuduktan sonra sertleşiyor. Pişme durumundan emin olmazsanız diğer yardımcı nokta ise kurabiyelerin kokusunun yoğun şekilde dışarıdan duyulabilmesidir.

Mutlu küçük atıştırmalıkların bol, kiloların az olduğu güzel günler dilerim =)

25 Mayıs 2012 Cuma

Rüzgar Saçlı Kız (Keçe Portföy Çanta)


Bloguma yeni bir şeyler yazamamaktan nefret ediyorum :( Hayır yeni bir şeyler üretemediğimden değil, zamanımın fırsatımın olmamasından. Blog yazmak bir şeyler paylaşmak,bir yerlerde yazdıklarınızın okunduğunu bilmek çok farklı bir duygu. O nedenle insanın bu güzel ortamdan, blog dünyasından kopması gerçekten zor, ki zaten kopmak bile istemiyorsunuz =) Ben de o yüzden her şansı değerlendirip sizlerle paylaşımda bulunmaya çalışıyorum.
Bunun yanında bir de keçe ile uğraşmayı, keçe yünlerinin renkli dünyasından yeni bir şeyler toplayıp gelmeyi öyle çok özledim ki. Bunu daha önce gittiğim kurs arkadaşlarımın sergi fotoğraflarını görünce çok daha iyi anladım =(  Eğer siz de merak ediyorsanız grubumuzun facebook sayfasını ziyaret edebilirsiniz: ADANA KEÇE (FELT) ATÖLYESİ .


Ve bulduğum ilk fırsatta yine bir keçe çalışması yaptım. Bu defa bir portföy çanta. Biraz renkli bir şeyler olmasını istemiştim, bu nedenle desendeki sarı saçlar ile uyumlu sarı bir fermuar kullandım.Diğer renkli saçlar ile "her kadın kimi zaman yüzüne esen hafif bir meltemde saçları savrulurken; farklı hayallere, anılara, düşüncelere dalar" duygusunu anlatmaya çalıştım. Başarabildim mi buna siz karar vereceksiniz =)
Bu çanta da Mekila'nın Gezegeni
 facebook sayfasında  Mekila Satıyor  başlıklı albümde görebileceğiniz diğer satıştaki ürünlerimin yanında yerini alacak.


8 Mayıs 2012 Salı

Terlik Yenileme


Yine uzun zamandır yeni bir şeyler yazamadım bloguma. Bu beni öyle üzüyor ki =( Ama bazı şeyler insanın elinde olmuyor, fırsat bulamıyor işte. Ancak buralara hiç uğramıyor değilim, mutlaka yorumlara bakıyor, bırakılan yorumları yayınlıyorum. Gerek iletişim kısmından gerek blogumun facebook sayfasından gerekse e-mail yolu ile gelen sorulara elimden geldiğince cevap vermeye çalışıyorum. Yani sesim çıkmasa da buralardayım =)
Bugün 1-2 saat zaman ele geçirmişken, epeydir aklımda olan bir yenileme çalışmasını yapma imkanı buldum. Yaz tatili yavaaaaş yavaş yaklaşırken renk renk cicileri hazırlamaya da başlamalı değil mi ?
Bu terlikleri alalı kaç yıl oldu hatırlamıyorum. 7 yıl? 8 yıl? belki daha fazla. Çok beğenerek almıştım. Maşallah bayağı da sağlam çıktı. Yazdan yaza kullanınca da ömrü uzadı sanırım. Tabanı halen sağlamken modası geçip solgunlaşan kısımlarında biraz değişiklik yapmak istedim.


Veee işte sonuç =) Kullanım alanı sınırsız olan keçeyi terlik yenilemeye de bulaştırdım. Hayal gücünüz ne denli genişse o kadar verim alıyorsunuz keçeden. Şimdi yaz sıcağında keçe yünlü yünlü olur mu diye düşünebilirsiniz. Ama bu keçe acayip bir madde ki kışın sıcak yazın da serin tutuyor =) O yüzden pek sorun yaratacağını sanmıyorum.


İşte eski ve yeni hali yan yana; sizce nasıl bir çalışma olmuş ?